top of page
Ara

TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NIN SİYASİ GELECEĞİ VE JEOPOLİTİK YANSIMASI

  • Dr. Turan
  • 21 Ara 2022
  • 7 dakikada okunur

GİRİŞ

18. yüzyılda milliyetçilik akımının ortaya çıkması ve yayılması ile tüm imparatorluklar gibi Osmanlı Devleti de etkilenmiştir. Çünkü Osmanlı Devleti içerisinde 72 millet barındıran bir devletti. Dolayısıyla milliyetçilik akımının onu etkilemesi sonucu dağılması sürpriz olmamıştır. Türkler de Osmanlı Devleti’ndeki hem kurucu unsur hem de en önemli etnik gruptu. 18. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçiliğin Türkler üzerindeki yansıması Turan ülküsü şeklinde olmuştur.

Turan kelimesi İranlıların Avesta metinlerinde geçer ve bu metinlerde İran’ın kuzeyindeki bölgeye Turan ve buradaki göçebe kavimlere Turanlılar denilirdi (Gök ve Pulat 2022). Osmanlı Devleti’nde 19. ve 20. yüzyılda aydınlar, devleti devam ettirebilmek için Turancılığı öne çıkarmışlardır. Ziya Gökalp’e göre Turan “Türklerin oturduğu, Türkçenin konuşulduğu bütün ülkelerin mecmuudur” (Gök ve Pulat 2022). Turan ülküsü tüm Türklerin bir birlik içinde bir arada barış içinde ve onurlu bir şekilde yaşaması ülküsüdür.

Ziya Gökalp’in “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan; / Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!” söylemi, Turancılığın en veciz ifadelerindendir. Turancılığın en önemli kavramı olan Türklük ve millete dair şu ifadeler önemlidir: Atatürk’ün ifadesiyle “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” (Turan 2019). Buradaki Türklük sadece “Kayı Boyu’ndan gelenleri ya da sadece Yörük/Türkmenleri işaret eden bir ifade değildir” (Turan 2019). “Türklük, kendisini Türk hisseden herkesi ırkına bakmadan kapsayan bir kimliktir. Altaylardan bu tarafa tüm tarihe ortak olmak demektir Türklük” (Turan 2019). “…millet demek ortak tarih, kültür ve ortak gelecek tasavvuru ile teşekkül eden bir kurumdur. Hâsılı Türk Milleti’ne mensubiyet için kan bağı şart değildir” (Turan 2019). Osmanlı’da milliyetçilik akımının da etkisi ile Türkçülük öne çıkmıştır (Turan 2019). “Kurtuluş Savaşı ile birlikte de Türk Milleti’ni oluşturan tüm aile/aşiret/boy/beylik birleşerek tek yumruk oldu. Atatürk bu sebepten demiştir ki; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Ne mutlu Türk’üm diyene!”” (Turan 2019).

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ise Turan ülküsü doğrultusunda atılmış tarihteki en önemli adımdır. Bu adım sayesinde çeşitli faaliyet alanlarında işbirliği mekanizmalarının kurulması ve sonrasında siyasi bir birliğe evrilme süreci başlamıştır.

Bu çalışmada yanıtı aranan soru şudur: TDT’nin Türk Birliği’ne evrilme olasılığı ve bunun muhtemel jeopolitik yansımaları neler olabilir? Çalışmada kısa bir tarihçe verilmiş, TDT’nin siyasi yapısından bahsedilmiş ve jeopolitiğine dair değerlendirilmelerde bulunulmuştur. Sonuç kısmında da bazı önerilere yer verilmiştir.

1. Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kısa Tarihçesi

Turan ülküsü 19. ve 20. yüzyıllara kadar uzanır ve TDT ise bu ülkünün bir yansıması olarak okunmalıdır. 1992 yılında Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’dan oluşan ülkeleri kapsayan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Zirveleri süreci başlamış; 3 Ekim 2009 yılında imzalanan ve 17 Kasım 2010’da yürürlüğe giren Nahçıvan Anlaşması ile Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi yani Türk Konseyi kurularak kurumsallaşmanın temelleri atılmıştır (Gök 2022). 12 Kasım 2021 yılında da Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin İstanbul’daki sekizinci zirvesinde nihayet Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) kurulmuştur (Gök 2022). TDT’nin kurulumuna yol veren önemli bir vaka da İkinci Karabağ Savaşı’dır (Gök 2022) ki bu savaşta Azerbaycan galibiyetle çıkmış ve Türkiye ile Azerbaycan arasında bir koridor oluşmuştur.

TDT’nin kurulmasını ve bunun Turan birliğine gideceğini ilk kez Aksakallı Elbaşı Nursultan Nazarbayev 2019 yılında Bakü zirvesinde önermiştir (Gök 2022). TDT’nin kurucu üyeleri şunlardır: Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan (Gök 2022). 2019’da Özbekistan da teşkilata katılmış, Macaristan ve Türkmenistan da gözlemci üye haline gelmiştir (Gök 2022). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de 9. zirvede gözlemci olmuştur (TDT 2022a).

Nahçıvan Anlaşması’na (TDT 2022f) bakılacak olursa şu hususlar öne çıkmaktadır:

- Güven, iyi komşuluk ve dostluk bağlarının güçlendirilmesi

- Dış politikada ortak tutum sergilemeye çalışılması

- Terörizm, ayrılıkçılık, aşırı akımlar, uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı gibi alanlarda ortak mücadele etmek

- Siyasi, ekonomik ve ticari konularda işbirliği

- Malların dolaşımı ve finans sektörünün uyumlulaştırılması konularının çözülmesi

- Ekonomik büyüme ve sosyal-kültürel gelişimin sağlanması

- Eğitim, sağlık, bilim ve teknoloji, spor, kültür ve turizm alanlarında işbirliğine gidilmesi

Nahçıvan Anlaşması’na göre teşkilatın organları şu şekildedir (TDT 2022f):

- Devlet Başkanları Konseyi: Yılda bir toplanır ve uluslararası sorunların değerlendirilmesi ve analiz edilmesine dönük toplantı yapılır.

- Dışişleri Bakanları Konseyi: Devlet Başkanları Konseyi’nin gündemini belirler ve sekretaryanın yapısını ve mali raporunu onaylar.

- Kıdemli Memurlar Komitesi: Sekretaryayı koordine eder ve Devlet Başkanları Konseyi ve Dışişleri Bakanları Konseyi belgeleri onaylamadan önce değerlendirip kontrol edip onay verir.

- Aksakallar Konseyi: Bir danışma teşekkülüdür.

- Sekretarya

Nahçıvan Anlaşması süresiz olarak imzalanmıştır (TDT 2022f).

2. Türk Devletleri Teşkilatı’nın Siyasi Yapısı, Siyasi Birliğe Dönük Yapılanlar ve Yapılabilecekler

TDT’nin organları şunlardır: Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Aksakallar Konseyi, Kıdemli Memurlar Komitesi ve Sekreterya (TDT 2022c). Sekreterya tarafından faaliyetleri koordine edilen teşkilatın ana organı Devlet Başkanları Konseyi’dir ve mevcut dönem başkanlığı Özbekistan’dadır (TDT 2022c). TDT aynı zamanda “Ankara'da Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Bakü'de Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Astana'da Uluslararası Türk Akademisi, yine Bakü'de Türk Kültür ve Miras Vakfı ve İstanbul'da bulunan Türk Ticaret ve Sanayi Odası gibi mevcut işbirliği mekanizmaları için bir şemsiye kuruluş niteliğindedir” (TDT 2022c).

TDT bünyesinde ve öncesinde Türk Konseyi bünyesinde çeşitli zirveler söz konusu olmuştur. Bu zirvelerde teşkilatın derinleşmesi ve genişlemesi yönünde adımlar atılmıştır.

Türk Konseyi’nin zirveleri ise şu şekildedir (TDT 2022d):

1. Zirve: Ekonomik ve Ticari İşbirliği temasıyla 20-21 Ekim 2011’de Almatı’da gerçekleşmiştir. Bu zirvede Türk İş Konseyi tesis edilmiştir.

2. Zirve: Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği temasıyla 22-23 Ağustos 2012’de Bişkek’te toplanmıştır. Astana'da Türk Akademisi ile Bakü'de bir Türk Kültür ve Mirası Vakfı’nın kurulması sağlanmıştır.

3. Zirve: Gebele’de Ulaştırma temasıyla 15-16 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanlıkları Arasında İşbirliği Protokolü imzalanmıştır.

4. Zirve: Bodrum’da 4-5 Haziran 2014’te Turizm alanında işbirliği temasıyla düzenlenmiştir.

5. Zirve: 11 Eylül 2015 tarihinde Astana’da gerçekleştirilen zirve Medya ve Enformasyon işbirliği temasıyla toplanmıştır.

6. Zirve: 3 Eylül 2018’de Çolpon Ata’da Gençlik ve Ulusal Sporlar temasıyla gerçekleşmiştir.

7. Zirve: Bakü’de 15 Ekim 2019’da Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) Desteklenmesi temasıyla gerçekleşmiştir. Özbekistan da birliğe üye olmuştur.

8. Zirve: 12 Kasım 2021’de İstanbul’da Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler temasıyla toplanan zirve isminin Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmesi sebebiyle ayrı bir öneme haizdir. Ayrıca Türkmenistan gözlemci üye olmuş ve Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi imzalanmıştır.

9. Zirve: 11 Kasım 2022’de Semerkant’ta Türk Medeniyeti için Yeni Dönem: Ortak Kalkınma ve Refaha Doğru temasıyla toplanmıştır.

Bu zirveler göstermektedir ki TDT bünyesinde çok çeşitli alanlarda bir işbirliği mekanizmaları kurulmuş ve bu işbirliği siyasi bir birliğin yani Turan’ın ayak sesleri olmuştur.

Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi’ne göre şu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi yani derinleşme amacıyla TDT Devlet Başkanları taahhütte bulunmuştur: Siyasi İşbirliği, Güvenlik İşbirliği, Ekonomik İşbirliği, Nakliye ve Gümrük, Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Enerji, Turizm, Sağlık, Çevre, Tarım, Kültür, Eğitim ve Bilim, Gençlik ve Spor, Diaspora, Enformasyon ve Medya, Sivil Toplum Kuruluşları ile İşbirliği, Uluslararası Kuruluşlarla İşbirliği, İnsani Konularda Yardım ve Kalkınma Alanında İşbirliği (Türk Dünyası 2040 Vizyonu 2021). Bu ifadeler göstermektedir ki TDT bir Türk Birliğine evrilecektir.

Türk Birliği’ne yani siyasi bir birliğe dönük yapılabilecekler arasında başta ortak şekilde konuşup anlaşabilmek için Türkçe’nin dil bilimciler tarafından elden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ortak bir para birimi de faaliyete konulmalıdır. TDT devletleri kendi aralarındaki ve vatandaşlarının bu ülkelerdeki harcamalarında kullanmaları için ortak bir para birimi şarttır. 2040 vizyon belgesinde belirtildiği gibi başta gümrük konuları olmak üzere Zenzevur Koridoru ve Hazar güzergahı ile ilgili problemler giderilmelidir. Özellikle Çin, Rusya ve ABD gibi ülkelerin bölgeye dönük politikalarına gösterilecek reaksiyonlarda ortak hareket edilmelidir.

1. Türk Devletleri Teşkilatı’nın Jeopolitik Yansıması

TDT ülkelerinin nüfusları yaklaşık 155 milyon olsa da farklı ülkeler içinde yaşayanlar ile beraber yaklaşık 300-350 milyon Türk vardır dünyada.

GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) verilerine bakıldığında görülmektedir ki TDT ülkelerinin kat etmesi gereken daha çok yol vardır. Bunun için TDT’deki ülkelerin ekonomik anlamda değer üretecek sektörlerde dünyaya açılmaları ve ekonomilerini geliştirmeleri gerekmektedir.

Rusya’nın 2021 yılındaki GSYİH’sı 1,78 trilyon dolar, Çin’inki 17,73 trilyon dolar iken ABD’ninki 23 trilyon dolardır (The World Bank 2022a). 2021 yılında dünyadaki toplam GSYİH ise 96,1 trilyon dolardır (The World Bank 2022a).

Avrupa Birliği’nin yüz ölçümü 4254,3 bin km2’dir (The World Bank 2022b) ve bu Tablo 5’e göre neredeyse mevcut beş tane TDT ülkesinin yüz ölçümü ile aynıdır.

Rusya’nın Orta Asya ve Kafkasya’daki çıkarları şu şekilde ifade edilebilir (Gök 2022):

- Sınır güvenliği,

- Hazar bölgesindeki enerji kaynağının güvenliği,

- Orta Asya’daki ülkeleri müttefiklik bağı ile yakınlaştırmak,

- Rusya Federasyonu’nun bütünlüğünü korumak,

- ABD ve AB ülkelerinin Orta Asya’ya girişine mani olmak

- Bölgedeki İslami köktencilik ile mücadele.

Batı’nın, özellikle de ABD’nin çıkarlarına bakıldığında şunlar ortaya çıkar (Gök 2022):

- Rusya’yı ve İran’ı çevreleme politikası gütmek

- Bölgedeki enerji kaynaklarından olan arzın güvenliğini sağlamak

- Bölgeyi pazar olarak değerlendirebilmek

- Bölgeye askeri üsler kurabilmek.

Haritalara bakıldığında görülmektedir ki TDT, Çin ve Rusya’nın bölgedeki varlığına karşı bir tehdit oluşturabileceği için TDT’ye karşı bir tepki söz konusudur. Ama Çin için bu bir fırsat olarak da görülebilir. Çünkü bu coğrafya Çin’in mallarının direkt olarak Avrupa’ya transferini sağlayabilir. Diğer yandan da TDT’nin vücut bulması, Çin’in Sincan bölgesindeki Uygur Türklerinin varlığı sebebiyle Çin’in toplumsal güvenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı Çin tarafından önemli bir tehdit olarak algılanabilir.

Demircan’a (2022) göre Türkçülük ve TDT Çin ve Rusya için tehdit değildir çünkü CIA destekli FETÖ darbe girişimi sebebiyle Türkiye gladyoya ve dolayısıyla ABD’ye karşı temkinlidir ve Türkiye gladyo ile mücadele etmektedir.

SONUÇ

Ne Rusya’nın hegemonyasına girilmeli ne de ABD’nin bu coğrafya da üsler elde etmesine izin verilmelidir. TDT’nin en kısa sürede bir siyasi birliğe dönüşmesi sağlanmalı ve bu sayede Türkler daha müreffeh bir ortamda yaşama imkânına kavuşmalıdır.

Günümüz çok kutuplu dünyasında BRICS gibi küresel ve ŞİÖ gibi bölgesel işbirliği modelleri gelişmiştir. TDT de bu işbirliği modellerinden biri olmaya adaydır. Geleceğin Doğu-Batı kutuplaşmasında TDT kuruluşu dengeleyici bir rol alabilecektir. Çünkü içinde bulunduğumuz dönemi Korkmaz ve Turan (2021) Hibrit Soğuk Savaş dönemi olarak tanımlamıştır ve bu sebeple yakın zamanda muhtemel bir Doğu-Batı kutuplaşması gün yüzüne çıkacaktır.

TDT bağımsız ve Doğu-Batı arasında dengeli bir dış politika sergilemelidir. Çünkü ABD’ye çok yakın olursa Çin ve Rusya’yı karşısında bulacaktır. Eğer Çin ve Rusya’ya yakın olursa da Batı pazarını kaybedecektir. Ayrıca Batı’dan uzaklaşmak demek demokratik değerlerden de uzaklaşmak anlamına geleceği için Türk Milleti’nin fertlerinin müreffeh yaşam sürmeleri zora girecektir. Rusya’nın engel çıkarma ihtimaline karşı da ABD ile ilişkiler dengeli tutulmalıdır.

Macaristan’ın gözlemci üye olması Avrupa ile ilişkilerde bir köprü rolü oynayabileceği ihtimali sebebiyle, TDT için olumlu bir durumdur.

Avrupa’nın Rusya ile olan doğal gaz akış sorununa bakıldığında Hazar’dan gelip Avrupa’ya gidecek bir boru hattı ile TDT’nin ekonomik gücü ve jeopolitik değeri arttırılabilir. Bu konuda da girişimlerde bulunulmalıdır.

Son olarak söylemek gerekirse, Türk Devletleri Teşkilatı Orta Asya’da yeni bir çekim merkezi olacaktır. Bunu sağlamak için de ekonomik yatırımlar başta olmak üzere diğer konularda derinleşmeye gitmek gerekmektedir. Avrupa’da 1952’de başlayan kömür çelik topluluğu 1993’te birliğe evrilmiştir. Kırk yıllık bir süreç söz konusu olmuştur. Türk Birliği’nin kurulması bu kadar sürmeyecektir çünkü ortak tarih ve ortak gelecek tasavvuru yanında ortak kültür ve ortak dil bulunmaktadır Türk coğrafyasında. Ayrıca Avrupa’daki gibi kendi arasında birbiri ile savaşlar yaşamamıştır Türk Dünyası. Gaspıralı İsmail’in dediği gibi “Dilde, fikirde, işte birlik!”

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Nice yıllara cumhuriyetimiz...

Türkiye Cumhuriyeti 101 yaşında! Kutlu olsun! Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm mücadele arkadaşlarına şükran ve hayır dua ile...

 
 
 
Türklük

Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” demiştir. Buradaki Türk ifadesi tek bir ırkı ifade...

 
 
 

Comments


©2024 Sitedeki veriler kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.

bottom of page