Türklük
- Dr. Turan
- 25 Tem 2022
- 2 dakikada okunur
Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” demiştir. Buradaki Türk ifadesi tek bir ırkı ifade etmemektedir. Örneğin sadece Kayı Boyu’ndan gelenleri ya da sadece Yörük/Türkmenleri işaret eden bir ifade değildir. Türklük, kendisini Türk hisseden herkesi ırkına bakmadan kapsayan bir kimliktir. Altaylardan bu tarafa tüm tarihe ortak olmak demektir Türklük. Bir millete mensubiyet soy ile olmak zorunda değildir. Millet ve ulus kavramları soya dayanmak zorunda değildir. Örneğin Amerikan ulusu denildiğinde tek bir soy akla gelmez. Bir ırk/kabile/boy/aile vb. için soy bağı zorunluluktur. Fakat millet demek ortak tarih, kültür ve ortak gelecek tasavvuru ile teşekkül eden bir kurumdur. Hâsılı Türk Milleti’ne mensubiyet için kan bağı şart değildir.
Osmanlı döneminde Avrupa, Müslüman olan bir kişiye “Türk oldu” derdi. Osmanlı Türk kültürü ve 2000 yıllık Türk devlet geleneği ile yönetilen bir devletti. Osmanlı’nın son dönemlerinde Türkleri kötüleyen şiirler yazılar yayınlandı. Milliyetçilik akımı ile birlikte Türklük öne çıktı. Bir Türk devleti olan Osmanlı’dan da başka bir milletin öne çıkması beklenemezdi. Kurtuluş Savaşı ile birlikte de Türk Milleti’ni oluşturan tüm aile/aşiret/boy/beylik birleşerek tek yumruk oldu. Atatürk bu sebepten demiştir ki; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Ne mutlu Türk’üm diyene!”. Bazı yazarların belirttiği gibi ırkçılık kokan bir ifade değildir Türklük. Uluslar zaten tek bir ırktan gelmezler. İmparatorluklar çağı ırkların kaynaşması sonucunu doğurmuştur. Tarihten bu yana devletler kurarak gelen uluslar, milliyetçilik çağında da kendi ülkelerini kurmuşlar ve varlıklarını devam ettirmişlerdir. Türkler de tarih boyunca 17 büyük devlet kurmuştur. Beylik boyutunda olan devletçikler bu sayıya dâhil değildir. Tarih sahnesinde kendini ispatlamış milletler modern dönemde de varlıklarını devam ettirebilmişlerdir. Diğerleri farklı kültürel topluluklar olarak ülkelerin içine karışmışlardır. Dünyadaki kültürel topluluk sayısına bakarsak ancak küresel ölçekte ülkelerin parçalanıp şehir devletçiklerinin oluşması ile her topluluk kendi ulusal devletini kurabilirler. Bu da rasyonel ve reel bir ihtimal değildir. Dolayısı ile kültürel topluluklar mevcut bulundukları ülkelerde yaşamlarını sürdürmek zorundadır.
Modernitenin küresel boyutta zorunlu tuttuğu bir tek tipleşme söz konusu olmuştur. Özellikle Soğuk Savaş Dönemi’nde Realist uluslararası sistemin dayattığı devlet merkezcilik ve tek tipleşme, devletlerin ülkelerinde farklılıkları yok sayması sonucunu doğurmuştur. ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde farklılıkların kendilerini kabul ettirmeleri uzun mücadeleler sonucu olmuştur. Özellikle Soğuk Savaş bitiminde bu farklılıkların kabul edilmesi bazı haklarının teslim edilmesi süreci başlamıştır. Temel insan hakları, kültürel haklar ve siyasi haklar peyderpey verilmiştir.
Türkiye’de de Turgut Özal’ın 1983’te getirilen Türkçe dışı dilleri kullanım yasağını 1992’de kaldırmasına kadar Kürtlere dönük bir kültürel hak verilmemiştir. 2000’lerle kültürel haklar da büyük oranda verilmiştir. Türkiye’nin Kürtlere bakışı ayrı bir ulusa/millete bakmak şeklinde olmayıp, ülkede yaşayan kültürel ve dilsel farklılıkları bulunan bir topluluğa/cemaate (community) bakış şeklindedir.
Gökalp’e göre Türklük ırk kavramından bağımsızdır ve gelenekler, görenekler ve ortak toplumsal hafıza sonucu oluşan manevi bir kimliktir. Türkiyelilik diye bir kimlik olamaz. Çünkü Türkiyelilik ifadesi yeri işaret eder. Yani nerelisin sorusunun karşılığıdır. Kimsin sorusu ile kimliklere işaret edilir. Türk vatandaşı, Türk Milleti’ne mensubiyet ya da Yörük, Türkmen, Zaza, Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni, Yahudi, Boşnak, vb. soyuna/ailesine mensubiyet, Müslüman, Hristiyan, Yahudi dinine mensubiyet gibi ifadeler ile kimliğe işaret edilebilir. Türk kimliği bazılarının ifade ettiği gibi sadece tek bir etnik kökene mensubiyet demek değildir. Yani sadece Yörük/Türkmen ya da Kayı boyuna mensubiyet demek değildir. Türklük tarih boyunca bir araya gelen boylar/soylar, kabilelerin tarihe yazdıkları isimdir.
Türkiye’de 85 milyon Türk milleti mensubu bulunmaktadır. Dünyadaki Türk milleti mensubiyeti 350-400 milyon civarındadır. Türkiye’de Türk dendiğinde 85 milyon kastedilir. Bu hatırdan çıkarılmamalıdır.
Comments