"Öteki" Algısı
- Dr. Turan
- 28 Haz 2022
- 2 dakikada okunur
“Algı, sadece gerçekte var olandan daha önemli olmayabilir; pratik anlamda belki de algı gerçeğin kendisidir” (Heywood, 2014: 263). Algılar üzerinden gerçek hayatlar inşa edilmektedir. Özellikle medya bu konuda 21. yüzyılda çok etkilidir. Algı Türk Dil Kurumu sözlüğünde şu şekilde tanımlanmaktadır: “Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma; idrak” (TDK, 2022). İngilizce’si perception olan algı kelimesi Cambridge Sözlüğü’nde şu anlama gelmektedir: herhangi bir kişi veya şey hakkındaki inanç veya düşünce (Cambridge Dictionary, 2022). İngilizce’deki tanımından hareket edilirse, inançlar ve düşünceler algılar üzerine kuruludur. Algıları yönlendirmek demek inançları ve düşünceleri yönlendirmek demektir. Ünlü bir düşünürün dediği gibi hayatta atomlar ve boşluk dışındaki her şey düşünce/kanaattir (opinion).
Tabiattaki şeylerden, birey düzeyine, ondan da uluslararası ilişkiler düzeyine kadar her olayı “öteki” algısı üzerinden açıklayabiliriz. Tabiatta her şey “öteki”si ile vücut bulur. Sıcak soğuk ile, az çok ile, gündüz gece ile, artı eksi ile, kuzey güney ile, vs. gibi. Bireyler arası veya gruplar arası ilişkilerde karşıyı yani “öteki”yi nasıl görürse bir taraf, ona göre pozisyon alır ve tanımlar. Devletler arası ilişkilerde de benzer durum söz konusudur. Tarihten bu tarafa devletler hep bir “öteki” yaratarak ayakta kalmıştır. Örneğin Roma’nın “öteki”si Persler; Perslerin “öteki”si ise Roma idi. Asya’daki şaşaalı döneminde Türklerin (Göktürkler) “öteki”si tarihte Çin idi, Çin’inki ise Göktürkler’di. Bugün de ABD’nin (Amerika Birleşik Devletleri) “öteki”si Çin; Çin’in “öteki”si ABD’dir. Uluslararası ilişkilerde de durum benzerdir. Örneğin Güney algısı, Kuzey’in “öteki”si olarak Kuzey tarafından kurulmuştur. Ya da Doğu algısı, Batı tarafından kurulmuştur ve Batı için “öteki”dir. Bu “öteki” algılarının inşa süreci tarih içinde olmuştur ve olmaktadır.
Algıya bağlı olarak rekabet-işbirliği veya dostluk-düşmanlık ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Atina ve Sparta arasında güç maksimizasyonu sonucu diğer tarafta ortaya çıkan algı ile savaş ortaya çıkmıştır. Ya da Roma-Pers ilişkilerinde hep bir rekabet ve düşmanlık hâkim olmuştur. Algıya bağlı olarak ittifaklar da söz konusu olur. II. Dünya Savaşı sırasında Hitler’i “öteki” olarak gören ABD ve SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ittifak yapıp Hitler’i mağlup etmişlerdir. Savaş bitiminde ise Batı dünyası SSCB’yi yeni rakip-düşman olarak algılamış ve yeni “öteki” olarak ilan etmiştir. Nitekim NATO’nun (North Atlantic Treaty Organisation) kuruluşu bu sebepledir.
Teorilerde de “öteki”ler söz konusudur. Örneğin; Marksizm’de proletarya ve bürokrasi birbirinin “öteki”sidir. Ya da kapital sahibi olanlar ve olmayanlar birbirinin “öteki”sidir. Bunlar arası ilişkiler tüm sistemi belirler. Realizm’de örneğin; güç maksimizasyonu ve amaca giden yolda her şeyin mübah olması bir düsturdur. Yani her şeyin -meşru-gayrimeşru amaç için- araçsallaştırılabilmesi ile etik duruş birbirinin “öteki”sidir.
Comments